Konu Başlıkları:
Depresyon, hisleri, davranışları, düşünceleri olumsuz yönde etkileyen ciddi bir hastalıktır.
Depresyon son yıllarda kalp damar hastalıkları yönünden önemli risk faktörleri arasında (hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara vb gibi) sayılmaktadır. Depresyon, diğer dahili hastalıklar gibi, bireyin yaşam kalitesini düşüren, belirgin iş gücü kaybına ve ölümlere neden olabilen bir hastalıktır.
Önemli bir problem; depresyon hastalarının önemli bir bölümüne tanı konamamasıdır. Psikiyatri dışı polikliniklere başvuran hastaların %10’u depresyon tanısı alacak düzeyde belirtiler gösterir.
Tüm dünyada, hekimlerin, depresyonlu hastaların çoğunu “atladıkları” saptanmaktadır. Tanınamayan hastalarda önerilen tedaviler hastanın belirttiği şikayetlere yönelik olmaktadır; çeşitli bölgelerde ağrı, halsizlik, kalple ilgili şikayetler en sık bildirilen şikayetlerdendir.
Oysa, depresyon tedavisi ile hastanın kazanımları yalnızca ruh sağlığı alanında değil, fizik sağlık alanında da olmaktadır. Depresyon, böbrek yetmezliği, şeker hastalığı, kanser, kronik akciğer hastalığı ve hipertansiyon gibi kronik hastalıklara eşlik edebilir ve toplam yaşam süresinin daha da kısalmasına neden olur. Yine kalp krizi (miyokart infarktüsü) ya da inme (felç) sonrası ortaya çıkan depresyon, erken dönemde ölümlerin en önemli belirleyicilerindendir.
Depresyon dahili hastalıklar içinde prognozu (uzun süreli sonuçları) en iyi olanlardan biri olup, tanınıp tedavi edildiğinde, ortalama 3-6 hafta içinde, hastaların çoğunluğunda belirgin düzelme gözlenebilmektedir.
Herhangi bir zaman diliminde erişkin nüfusun 1/20’si depresyon tablosu gösterirken, hastaların ancak küçük bir kısmı tedaviye başvurmaktadır. Erişkinlerin %5.3, gençlerin %4’ü depresyondan acı çekmektedir. Kadınların hayatları boyunca depresyona yakalanma riski %20’dir.
Kadınların %6.5, erkeklerin ise %3.3’ünde depresyon vardır.
Hastanın genel görünümü
Depresyon ruh sağlığının pek çok alanda bozulmasına neden olan bir hastalıktır. Bu hastalık nedeniyle; kişi mutsuz, sıkıntılı, karamsar ve sıkıcı bir bireye dönüşür; aile fertleri dahil kişiler arası iletişimi bozulur; iş-okul başarısı düşer; tahammülsüz ve sinirli olur; hoşlandığı şeylere karşı ilgisi ve isteği kaybolmuştur; evde oturmak, kimseyle konuşmak hatta hiç bir şey yapmak istemez; konuştuğunda da dünyanın, eşinin, amirinin, komşularının ne kadar anlayışsız ve kötü olduğundan yakınır; uykuları ve iştahı bozulmuştur; sürekli halsiz ve bitkindir, dinlenmek ister yorgunluğu gitmez; kendini toparlamak, hayatını düzeltmekten söz eder ama eylem yapmaz, yapacak gücü kendinde bulamaz, şikayet etmeye devam eder. Depresif hastalarda, dahası, cinsel işlevler de bozulmuştur.
DSM-IV sınıflandırma sistemine göre “Major Depresif Nöbet” tanı ölçütleri;
Tanı için aşağıdaki iki belirtiden en az biri, en az iki haftadır, sürekli “var” olmalıdır:
Ve:
Tanı için aşağıdaki 7 belirtinin en az dördü, en az iki haftadır, sürekli “var” olmalıdır: