Konu Başlıkları:
Aort kapağı sol ventrikül ile aort arasında bulunur ve normalde sol ventrikülden aortaya atılan kanın tekrar sol ventriküle geri dönmesini önler (bakınız: kan dolaşımı ve kalp kapakları). Aort kapağı normalde 3 yaprakçıktan (küspis) oluşur.
Aort darlığı (AD), normalde tamamen açılarak kanın ileri doğru gitmesine izin veren aort kapağının, çeşitli nedenlerle daralarak kanı ileri doğru geçişine engel oluşturmasıdır.
AD’nın 3 ana nedeni vardır:
Bu nedenlerin toplumlara göre sıklığı değişkenlik gösterir. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde 1 ve 2 numaralı nedenler daha ön planda iken, bizi de kapsayan ülkelerde romatizmal kalp hastalığı öne çıkar. Romatizmal AD olan hastalarda çoğunlukla mitral kapak hastalığı da (darlık ve/veya yetmezlik) birlikte bulunur. 65 yaş üstündeki AD’nın nedeni çoğunlukla kireçlenmedir.
Normalde aort kapağının alanı 2.5-4 cm2 dir. AD’ında bu alan daralır. Normalde kapak alanı normalin yarısına kadar daralsa bile bir probleme neden olmaz. Ancak alan 1 cm2’nin altına indiği zaman kanın sol ventrikülden aortaya geçişinde önemli güçlük ortaya çıkar. Sol ventrikül bu güçlüğü başlangıçta, kas kalınlığını ve gücünü artırarak (hipertrofi) yenmeye çalışır. Fakat bu çaba, önünde mekanik bir engel olduğu için eninde sonunda sol ventrikülün yorulmasıyla ve son aşamada da iflasıyla sonuçlanır. (Aort darlığı kapağın kendisinden olabileceği gibi, kapak üstündeki aorttan (supravalvüler aort darlığı) veya kapağın altındaki aorttan (subvalvüler aort darlığı) kaynaklanabilir. Ancak burada konu kapak hastalıkları olduğu için aort kapak darlığını anlatmaktayım).
AD’nın ciddiyeti, kapak alanına ve sol ventrikül ile aort arasındaki basınç farkına bakılarak değerlendirilir. Başlangıçta çabuk yorulma şeklinde görülen şikayetler AD’nın ciddi olduğu durumda, 3 önemli şikayet haline dönüşür:
Ciddi AD varlığında bu şikayetlerin çıkması (biri veya birden fazlasının) derhal müdahale edilmesi gerektiği anlamını taşır. Özellikle yukarıdaki şikayetlerin bulunduğu hastalarda daha çok olmak üzere (%8-34) ani ölüm de görülebilir.
AD’ında kalp sesleri tipik özellikler gösterir. Dolayısı ile kalp seslerini dinleyerek bir çok durumda tanı konabilir. Tanıyı kesinleştirmek ve kapak alanı, basınç farkı, sol ventrikülün performansı vs için ekokardiyografi (eko) çok değerli bilgiler verir.
Kapak hastalıklarında tedavide ortak özellikler için bakınız.
AD, zaman içinde yavaş yavaş ilerler, dolayısıyla darlık giderek artar. Tedavide ilaçların fazla bir yeri yoktur. Beraberinde atrial fibrilasyon bulunan hastalarda pıhtı gelişim riski yüksek ise, pıhtıyı önlemek için kan sulandırıcı ilaçlar (coumadin -warfarin- veya yeni çıkan kan sulandırıcılar) verilir. Atrial fibrilasyonda kalp hızı yüksek olursa hız yavaşlatıcı ilaçlar da tedaviye eklenir.
Yapılan tetkikler sonucu (özellikle şikayetleri olan hastalarda) darlığın önemli görüldüğü durumda ameliyat ile kapak değiştirilir (aort valv replasmanı veya AVR). Yeni konulan kapağa protez kapak denir. Çok dayanıklı olması nedeniyle çoğunlukla metalik protez kapak kullanılır, bu durumda hasta hayat boyu kan sulandırıcı warfarin (coumadin) alır. Bazı özel durumlarda ise biyolojik kapak biyoprotez) kullanılır. Biyoprotezler için coumadin gerekmez ama ömürleri kısadır. 10-15 yıl içinde dejenere olurlar.
Müdahale zamanı gelen hastalarda, cerrahi olarak kapağın değiştirilmesi en iyi tedavi yöntemi olmakla birlikte, cerrahi riskin çok yüksek olduğu durumlarda geçici olarak bir çözüm olmak üzere kasık damarından girilerek balon ile kapağın genişletilmesi (aort balon valvuloplasti) düşünülebilir. Ancak bir kaç ay içinde kapakta yine daralma oluştuğu için bu yöntemin kullanımı sınırlıdır. Fakat son yıllarda cerrahi risk taşıyan bu grup hastalarda yine kasık damarından girilerek dar olan kapağın üzerine suni bir kapak takılması işlemi (transkateter aortik valv implantasyonu -TAVI-), yüz güldürücü sonuçlarıyla yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.