Hiç bir risk faktörü olmayan kişilerde bile hayat boyunca kalp damar hastalığı gelişme riski yüksek

Toplumda genel olarak bakıldığında 45 yaşın üzerindeki erkeklerde yaşamı boyunca kalp damar hastalığı gelişme riski %60, kadınlarda ise %55’in üzerinde. Bu risk beklendiği gibi risk faktörleri çoğaldıkça artıyor. Kalp damar hastalığı için önemli risk faktörü olmayan erkek ve kadınlarda bile kalp damar hastalığı gelişme riski %30’u aşıyor.

Bir insanın hayatı boyunca kalp ve damar hastalıklarına (koroner arter hastalığı, inme, kalp yetmezliği, vb) yakalanma riski şimdiye kadar araştırılmamış bir konuydu.

1964-2008 yılları arasında 905.115 kişi-yıl (izlenen kişi sayısı x izlenen yıl) izlemle yapılan çalışmada başlangıçta kalp  ve damar hastalığı olmayan bireyler yıllarca izlendi. Bu insanların mevcut risk faktörleri (hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, sigara) belirlendi. İzleme sonunda bütün yaş gruplarında kalp ve damar hastalığı gelişme erkeklerde (%60), kadınlara (%55) göre daha yüksek bulundu.

Hipertansiyon, şeker hastalığı, sigara ve kolesterol yüksekliği olmayan 55 yaşındaki insanların, geri kalan hayatı boyunca (85 yaşa kadar) kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riski erkeklerde %40, kadınlarda ise %30’dan fazla bulundu. Ancak bu grup hastalar, en az 2 risk faktörüne sahip olanlara göre kalp ve damar hastalıklarına ortalama 8-14 yıl daha geç yakalanıyor.

SONUÇ: Kalp damar hastalıklarının gelişiminde risk faktörlerinin olup olmaması ve ne kadar olduğu elbette çok önemli. Ne kadar çok risk faktörü varsa hastalığa yakalanma riski o kadar yüksek. Ancak bu, hiç risk faktörü olmayanların hastalığa yakalanmayacağı anlamına gelmiyor. Beslenme şekilleri, yaşam koşulları, stres, değiştiremeyeceğimiz bazı özellikler (genetik gibi) hastalığa yakalanmamızda rol oynayabilir. Dolayısı ile hipertansiyon, şeker hastalığı, sigara ve kolesterol yüksekliği olmayanların da kendilerine dikkat etmesinde yarar vardır.

Kaynak:

Lifetime Risk and Years Lived Free of Total Cardiovascular Disease. JAMA. 2012;308(17):1795-1801. doi:10.1001/jama.2012.14312.