Elektron Beam Tomografi (EBT)

Konu Başlıkları:

  1. Kalp Damar Hastalıklarında Tanı: Klasik Yöntemler
  2. Elektron Beam Tomografi (EBT)
  3. Çok Kesitli (multi-slice) Bilgisayarlı Tomografi
  4. Magnetik Rezonans Anjiyografi (MRA)
  5. Karotis Doppler Ultrasonografi
  6. Stres Ekokardiyografi

Koroner arter hastalığında, damardaki darlıklar sıklıkla kalsifikasyon (kireçlenme) ile birlikte görülür. Koroner damarlarda kireçlenme olup olmadığını ve derecesini ortaya çıkarabilirsek damarlarda darlık olup olmadığı hakkında da dolaylı olarak bilgi edinebiliriz. İşte elektron beam tomografi (EBT) bu prensip üzerinden hareket ederek koroner damarlardaki kireçlenmeleri ve oranını saptar.

EBT, EKG eşliğinde yapılır. EBT koroner arter kalsifikasyonlarının değerlendirilmesinde altın standarttır. Kireçlenmenin derecesi aterosklerotik plak miktarı ile doğru orantılıdır ve gelecekteki kalp ile ilgili olumsuz olayları haber verebilir.

Tek nefes tutmakla 40-50 görüntü alınır, toplam işlem süresi 15 dakikadır. Koroner arterlerin hareketli olması ve solunum hareketleri görüntü kalitesini bozabilir. Koroner kalsiyum miktarı damar hastalığının ilerlemesinin değerlendirilmesinde de yardımcı bir yöntemdir. Ancak damardaki darlık ciddiyeti hakkında bilgi vermez. Bu nedenle kalsiyum miktarının yüksek olması her zaman ciddi darlık anlamına gelmez ve anjiyoplasti veya operasyon kararı verdiremez.

EBT’nin ciddi (>%50) koroner arter hastalığı tanısı koydurmadaki duyarlılığı (hastalığı olanlarda “hastalık vardır” deme oranı) %86, özgüllüğü (hastalığı olmayan yani normal olan kişilerde “bu normaldir” deme oranı) ise %91’dir.

Kontrastlı (ilaç verilerek) yapılan EBT’ nin en önemli kullanım alanı bypass sonrası şikayetleri olan hastalarda greftlerin (köprü olarak kullanılan atar veya toplardamar) açıklığının değerlendirilmesidir. Çünkü safen greftlerinin (bacaktan alınan toplardamar) ve internal meme arterinin (köprü olarak kullanılan meme atardamarı) kalbin kendi damarlarından daha geniş çaplı oluşu ve hareketlerinin nispeten daha az oluşu nedeniyle bu damarları görüntülemek daha kolaydır. Üç boyutlu yöntemler kullanılarak safen greftlerinin açıklılığını belirleme duyarlılığı %92-100 özgüllüğü ise %91-100’e ulaşmıştır. Aynı değerler sol internal meme arteri için sırasıyla %80-100 ve %82-100’dür. Anjiyoplasti sonrası ciddi tekrar daralmaları saptamada kontrastlı EBT ‘nin duyarlılığı %94, özgüllüğü %82’dir.

EBT görüntüsünde kalp kesitini görüyoruz. Parlak beyaz alanlar kalsiyumun oturduğu (kalsifikasyon) koroner damar bölgelerini gösteriyor. Aşağı taraftaki yuvarlak parlak beyaz bölgeler aort damarına ait.

EBT’nin avantajları:

  • Damar hastalığı hakkında bilgi veren, hasta için zahmetli olmayan bir tanı yöntemidir.
  • İşlem süresi kısadır.
  • Radyasyona maruz kalma daha azdır.

EBT’nin dezavantajları:

  • Koroner damar hastalığını göstermedeki değeri %100 değildir.
  • Sigara alışkanlığı olan genç hastalarda kalsiyum içermeyen plaklar sık görüldüğü için bu hastalarda tanı değeri düşüktür.
  • Bu yöntemle koroner arterler %8-25 oranında görüntülenemeyebilir. Özellikle koroner arterlerin uç bölümleri bu yöntemle iyi görüntülenemez.
  • Stent içi darlıkları değerlendirmede metalin görüntü kalitesini bozması nedeniyle uygun bir yöntem değildir. (aynı problem kontrastlı BT, çok kesitli (multi-slice) bilgisayarlı tomografi (MSCT) ve magnetik rezonans anjiyografi (MRA)’da da vardır).
  • Ritim bozukluğu (özellikle atrial fibrilasyon) ve önemli kilo problemi olanlar ile nefes tutmakta zorluk çeken hastalarda uygun bir yöntem değildir.

Çok kesitli (multi-slice) bilgisayarlı tomografi »