SIK SORULAN SORULAR |
Tansiyonum neden düşük? Kan basıncı (tansiyon) dolaşan kanın damarlarda yaptığı basınçtır ve yaşamımızın temel göstergelerinden biridir. Kan basıncı kalbin pompalama gücü ile oluşturulur ve bu sayede yaşamsal öneme sahip olan kanın bütün organlarımıza dağılması mümkün olur. Evimizde musluklardan akan suyun da belli bir basınca sahip olması gerektiği gibi kanın da tüm organlarımıza ulaşabilmesi için yeterli bir basınca sahip olması gerekir. Bu basınç ne çok az (hipotansiyon) ne de çok fazla (hipertansiyon) olmalıdır. Az olursa tüm organlarımıza yeterli miktarda ulaşamaz, çok olursa da kanı ileten sisteme (damarlar), kanı pompalayan organa (kalp) ve yüksek basınca maruz kalan önemli organlarımıza (böbrek, göz, beyin) zarar verir.
Kitaplarda düşük tansiyonun (hipotansiyon) tarifi olarak kan basıncının 90/60 mm Hg’nın altında olması diye yazarlarsa da aslında hipertansiyonun aksine hipotansiyon için belirli bir rakam söylemek zordur. Hipotansiyonun en doğru tarifi; kan basıncının yaşamsal öneme sahip olan organların normal çalışması için gerekenden daha az olmasıdır. Bu durum beyin kan akımını da etkileyeceği için; baş dönmesi, göz kararması, halsizlik, terleme, cildin soluk, soğuk ve nemli olması, bayılacakmış gibi olma veya bayılma gibi beyin kan basıncının düşmesine bağlı şikayet ve bulgular ortaya çıkar.
Çok önemli bir konu; düşük tansiyon tanımında küçük (diyastolik) tansiyonun bir önemi olmamasıdır. Yani tansiyon düşüklüğünde büyük (sistolik) tansiyonun değeri önemlidir. Başka bir değişle küçük tansiyon ne kadar düşük olursa olsun (hatta 30-40 bile olsa) bir şikayete neden olmaz.
O zaman hangi durumlarda tansiyon düşüklüğü var diyeceğiz ve hangi durumlarda tansiyon düşüklüğü önemlidir ve tedavisi gerekir?
Bu sorulara cevap vermeden önce, en başta söylenecek şey; bir şikayet oluşturmuyorsa (durduk yerde veya otururken veya yatarken ayağa kalkıldığı sırada; baş dönmesi, göz kararması, halsizlik, bayılacakmış gibi olma veya bayılma) tansiyonun ne kadar düşük olduğunun bir önemi yoktur. Büyük tansiyon değeri bazı insanlarda 130 (mmHg) olabilirken bazı insanlarda 90 normal olabilir. Hatta tansiyonun düşük olması sağlık göstergesi sayılabilir: düşük kan basıncına sahip olanlarda inme, böbrek ve kalp hastalıkları gelişimi daha azdır. Düzenli egzersiz yapanlarda, fazla kilosu olmayanlarda ve sigara içmeyenlerde kan basıncı düşük olmaya meyillidir.
Tansiyonunun düşük olduğunu söyleyen hastalar incelendiğinde; aslında çok büyük bir bölümünde düşük tansiyona ait bulgu ve şikayetin olmadığı, altta organik bir problem yatmadığı, dolayısı ile endişe edilecek bir şey olmadığı görülür.
Bir kısım hastada, hipotansiyon ve buna bağlı şikayetler vardır. İncelendiğinde bunun altında bazı nedenler bulunur, ama çoğunlukla ciddi problem oluşturmaz. Bunlar;
Bir kısım hastada ise hipotansiyon ve buna bağlı şikayetler vardır. İncelendiğinde bunun altında önemli olabilecek ve tedavi gerektirecek bazı nedenler bulunur. Tedavi, nedene göre düzenlenir:
Kan kaybında olacağı gibi vücudun susuz kalması (dehidratasyon) durumunda da olabilir. Başlıca dehidratasyon nedenleri: kusma, ishal, ateş, güneş çarpması, uzun süre yüksek ısıya maruz kalma ile gelişen hastalıklar. Ayrıca pankreas iltihabı (pankreatit) da sıvı kaybı yaratarak tansiyon düşüklüğüne neden olur. Benzer şekilde kansızlık (anemi) de tansiyon düşüklüğüne neden olabilir.
O halde ne yapalım? Şikayetiniz yoksa tansiyonunuzun ne kadar düşük olduğunun bir önemi yoktur. Hatta düşük olduğu için şanslısınız. Ancak düşük tansiyonla birlikte yukarıda saydığım şikayetler birlikte ise yine de önemli bir şey olmayabilir ama bu durumda doktorunuzun sizi mutlaka görmesi, nedenini araştırması ve gerekiyorsa tedavinizi yapması gerekir.