Konu Başlıkları:
Bacaklardaki atardamar hastalıklarına “periferik arter hastalıkları (PAH)” diyoruz. Bu hastalıkların büyük bir bölümü damar sertliği (ateroskleroz) sonucu meydana gelir. Ateroskleroz atardamarları tutan ve ilerde tam tıkanmaya kadar giden değişiklikler oluşturan bir hastalıktır. Ateroskleroz, aslında başta kalp ve beyin olmak üzere, vücudumuzdaki tüm atardamarları ilgilendiren ve hepsini değişik derecelerde hastalandırabilen bir hastalıktır.
40 yaşından itibaren ilerleyen yaşla birlikte sıklığı da artar. Yaşlı popülasyonda sık görülen hastalıklardan biridir. Sıklık 50-59 yaşları arasında %2.5, 60-69 yaşları arasında %4.7, 70 yaş üstünde ise %14.5’tur. Ateroskleroz yönünden risk faktörüne sahip olanlarda görülme sıklığı daha fazladır.
PAH’ının görülme sıklığının yüksek olduğu hasta grubu:
Hastaların büyük bir kısmında başlangıçta şikayet yoktur. Bacak atardamarında hastalık olduğu muayene ile saptanır. Hastalık ilerledikçe bacak kaslarına gelen kan azalır ve özellikle enerji ihtiyacının arttığı durumlarda (yürüme, koşma)
bacaklarda ağrı meydana gelir. Bu ağrı PAH’ının tipik işaretidir ve klodikasyo (claudicatio) denir (tam adı: claudicatio intermittens). Ağrıyan bölge, bacak atardamarının hangi düzeyde darlık veya tıknam gösterdiği ile ilgili olarak kaba ette, kalçada, uylukta, baldırda veya ayakta olabilir. Ağrı başlangıçta koşma veya yürüme ile gelir ve istirahatle geçer, hastalık ilerleyip ilgili bölgeye giden kan azaldıkça ağrı istirahatte de olmaya başlar.
Yürümekle ağrı oluşması, damar hastalıkları dışında da (toplar damar hastalıkları, bacak sinirlerine ait bozukluklar (nöropati), bel omurlarında ve disklerindeki problemler, kas veya kemiklere ait hastalıklar vs) oluşabilir ve ayırıcı tanıda akla gelmesi gerekir.
Hastalığın en son aşaması, artık kan akışının ayak kas hücrelerinin canlılığını sağlamaya yetmeyecek kadar azalmasıdır. Bu durumda doku ölümü (gangren) meydana gelir.
Bacağın kaybına kadar gidebilen kritik derecede hastalık 50 yaş üstündeki hastaların %1-2’inde görülür. Hastalığın bacak kaybına gidecek kadar ilerlemesi şeker hastalarında, sigara içenlerde, böbrek hastalarında, kalp yetmezliği hastalarında ve uzun süre soğuğa maruz kalanlarda daha sıktır.
Bacak muayenesinde nabızın zor hissedildiği veya kaybolduğu, deri kıllarında dökülme, tırnak uzamasında gecikme, tırnak şekil bozuklukları, renk değişiklikleri (soluklaşma, mor-kırmızı, mor), iyileşmeyen yaralar, son dönemde ise gangren görülür.
Tanı koymak zor değildir. Özellikle risk faktörlerine sahip olan kişilerde yürüme ile gelen bacak ağrıları PAH’ını akla getirir. Muayenede basitçe kol-ayak bileği arasındaki kan basıncı farkı (ABI) bize hastalık olup olmadığını gösterir. Hastalığın tam olarak nerede olduğu, yaygınlığı vs gibi özellikleri araştırmak için, Doppler ultrason veya anjiyografi yapılır. Aynı zamanda bunlar tedaviyi planlamak için de gereklidir.
Bacak atardamarlarının anjiyografisinde, sağ bacak diz üstünde önemli derecede darlık (A ile işaretli) görülüyor.
Hastalığın oluşturduğu şikayet, hastalığın yeri ve yaygınlığına göre ilaç tedavisi (damar genişletici, kan sulandırıcı), cerrahi tedavi veya balon ve/veya stent planlanır.