Bu sayfada covid-19 ile ilgili sık sorulan soruları bulacaksınız. Hastalık hakkında henüz birçok şey bilinmiyor ve her geçen gün yeni bir şey öğreniyoruz. Bununla paralel olarak bu sayfayı sürekli güncellemeye çalışacağım. En son eklenenler en üstte yer alacak. Onun için sayfaya zaman zaman göz atmanızda yarar olabilir.
Evet.
COVID-19 her yaştan insanlarda görülüyor. Önceden grip gibi bir hastalık olduğu ve gençlerde hastalığın hafif geçirileceği sanılırken, sonradan böyle olmadığı anlaşıldı. Hastalık, gripten daha ölümcül ve genç, yaşlı herkeste ölüm oluşabiliyor. Bir başka hastalığı olanlarda (kalp damar hastalığı, şeker hastalığı vs) hastalığın ağır geçmesi daha olası.
Hastalığa yakalananların büyük bir kısmında hastalık hafif, hatta belirti bile vermeden geçiyor ama işin kötü yanı, kimde belirti vermeden, kimde hafif, kimde ağır geçeceği önceden bilinmiyor. Onun için aşı olmamız gerekli.
Evet. Hastalık 80 yaş üzerinde hastalık özellikle daha ağır geçiyor ve daha ölümcül. Ölüm oranı 80 yaş üzerinde olup ek hastalığı olanlarda daha da fazla. Onun için aşı olmaları gerekli.
Fakat aynı yaş grubunda, aşı yan etkileri (ateş, eklem ağrıları, kırgınlık vs) de daha belirgin ve daha sarsıcı gibi görünüyor. Norveç ve Almanya'da bu grup insanlarda, aşı sonrası ölümler görüldü. Bu durum hemen aşıya bağlandıysa da, yetkililerin yaptığı açıklamada ölümlerin aşı ile ilgili olmadığı söylendi.
Piyasada çok farklı tekniklerle üretilen aşılar var. Bu aşılardan mRNA aşıları (Alman-Amerikan: BionTech-Pfizer aşısı ve Amerikan Moderna aşısı) daha fazla bağışıklık oluşturmasına (%95) karşın, yan etkileri de bir o kadar fazla gibi görünüyor. Bu yaş grubunda inaktif (cansız virüs) (Çin: Sinovac -Coronavac) aşı uygulanması daha doğru olabilir.
Hastalığın ortaya çıkışı nispeten yeni (Aralık 2019) olduğu için tahminlerin ötesinde şimdilik bilemiyoruz. Tahminler de aşıların 6 ay-1 yıl arası hastalıktan koruyucu olacağı. Belki de zamanla antikorlar düşme eğiliminde olursa, belli zamanlarda aşı tekrarı (rapel) gündeme gelebilir.
Bu konu ile ilgili bakınız: Covid-19: Aşıların hikayesi
Yeterli güvenlik ve etkinlik çalışmaları olmadığından dolayı, COVID-19 aşısı ile inaktif aşılardan grip, pnömoni vs. aşıları arasında en az 14 gün geçmesi gereklidir. Ancak zorunluysa (kızamık salgınında kızamık aşısı, tetanoz aşısı gibi) bu süre daha kısa olabilir.
Bu soruya şu anda net cevap vermek mümkün değil. Fakat son zamanlarda çıkan çalışmalarda, COVID-19 geçirenlerdeki bağışıklığın 6-8 ay (belki de daha fazla!) devam ettiği gösterildi. Önceleri, hastalığı geçirenler de aşı olsun denirken, şimdi bu çalışmaların ışığında, hastalık başlangıcından itibaren 6 ay aşı olmalarına gerek yoktur fikri ağırlık kazanıyor.
Bununla birlikte hastalık geçirenlerin bazısında antikor gelişmediği (bu kişiler 2. infeksiyona daha duyarlı) dikkate alınırsa, şöyle bir yol izlemek daha mantıklı olacaktır:
Hastalık geçirdikten sonra, en erken 2-3 ay sonra antikor baktırmalı. Eğer antikor pozitif ise aşı olmaya gerek yok, negatifse aşı gerekli olacak (Bana kalırsa ideali, antikor pozitif çıkanlar için, 3 ayda bir antikor baktırmak, eğer günün birinde negatifleşirse, aşıyı o zaman olmak). Ancak antikor hastanelerde isteğe bağlı bakılmıyor. Özel kuruluşlarda ücretli yapılıyor. Eğer antikor baktırma olanağı yoksa o zaman hastalığın -aktif dönemi hariç- aşı olunmasında bir sakınca yok. Çünkü antikor olsa bile aşı olunmasında, şu ana kadarki bilgilerimize göre sakınca yok.
Bu konuyla ilgili yapılan çalışmaların ışığında her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Yakında bu konudaki görüşlerimiz çok daha netleşecek.
COVID-19 hastalığı olan bir kişi ile şüpheli temas sonrası PCR (ağız ve burundan sürüntü alma) testi yaptırma zamanı kesin olmamakla birlikte, virüsün ortalama inkübasyon periyodu olan (virüsün alınmasıyla hastalığın başlaması arasında süre) 5-7 günden sonra yapılması uygun görülüyor.
Yok.
COVID-19'dan bizi koruyacak olanlar; önlem (maske, mesafe, hijyen) ve aşıdır.
İngiltere’de 12,541 sağlık çalışanları arasında yapılan bir çalışmaya göre, kandaki antikorlar 6 ay süreyle kalıyor. Bazı çalışmalara göre de en az 8 ay (veya daha fazla) sürüyor. Bu da en az 6 ay süreyle infeksiyona yakalanmayacağınız anlamına geliyor. Ancak 2. infeksiyon nadir de olsa mümkün olduğundan hastalık geçirenlerin de geçirmeyenler gibi önlemlere (maske, mesafe, hijyen) devam etmesi gerekiyor.
Evet mümkün, fakat nadir. Dünyada 2. kez yakalandığı ispatlanmış böyle hastalar var. Yani ağız ve burundan alınan örneklerinde virüs saptanmış (pozitif PCR testi), daha sonra test negatifleşip, birkaç ay sonra tekrar pozitif PCR testi olan, asemptomatik (şikayeti olmayan) veya semptomatik (şikayeti olan) hastalar var. 2. kez geçirilen infeksiyonun daha ağır geçeceği gibi bir inanış olmasına rağmen, geçiren az sayıdaki insan, ikinci infeksiyonu daha hafif geçiriyor.
Hastaların neden 2. kez infeksiyon kaptıkları net bilinmiyor. Bazı tahminler var: 1. infeksiyonda yeterli antikor (bağışıklık) oluşamaması, 2. çok fazla virüse maruz kalması veya 3. infeksiyonun, birinciye göre mutasyon geçirmiş virüsle olması.
Covid-19’un ortaya çıkışı nispeten yeni (Aralık 2019) olduğu için bunu şimdilik bilemiyoruz.
Ancak bağışıklık hayat boyu olamayacaksa, bunun olası nedenlerinden biri; virüsün mutasyon (değişim) geçirmesi ve hastalığı geçirmiş olan insanlardaki antikorların, bu yeni mutant virüse karşı etkisiz olmaları olabilir. Bu durumda aynı günümüzdeki influenza (grip) gibi, belirli zamanlarda yeni mutant koronavirüslere karşı geliştirilmiş aşılar olmamız gerekebilir.
COVID-19 hastalığını geçirenler genellikle 4 hafta içinde iyileşirler ve şikayetleri ortada kalkar. Ancak bazı hastalarda yorgunluk, nefes darlığı, göğüs ağrısı, öksürük, baş ağrısı, eklem ağrıları, uykusuzluk, endişe, bilişsel işlev bozukluğu (hafıza ve konsantrasyon sorunları), kas ağrıları, ishal, tat alma bozukluğu gibi şikayetler, aylarca (2-6 ay arası) devam edebilir. Böyle hastalardaki duruma “uzamış covid,” “kronik covid,” “post covid sendromu” gibi isimler verilmiştir.
Bu şikayetler hastanın önceden mevcut hastalığının olup olmadığına, hastalığının başlangıç şikayetlerine ve başlangıçta şiddetli olup olmadığına büyük ölçüde bağlıdır. Bununla birlikte hastaneye yatması gerekmeyen hastaların da neredeyse üçte birinde uzamış covid gelişebilir.
Virüsler cansız ortamlarda kısa süre sonra ölmektedir. Bu nedenle (salgının ilk çıktığı zamanlarda olduğu kadar), mektup veya kargo paketlerinden COVID-19 bulaşması beklenmemektedir. Dünya Sağlık Örgütü, CDC (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi) ve ECDC (Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi)’nin bu konuda kısıtlaması yoktur.
Esas bulaş yolu virüsü taşıyan kişi ile yakın temastır. Yine de tedbirli davranılmalı, kargoyu getiren kişiyle yakın temas edilmemeli, paket alındıktan sonra eller en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkanmalıdır.