Konu Başlıkları:
- Akciğerin anatomisi
- Akciğer ödemi nedir? Belirti ve bulguları nelerdir?
- Akciğer ödeminin nedenleri
- Akciğer ödeminin tanı ve tedavisi
Akciğerin anatomisi
Akciğerlerimiz, göğüs kafesinin içinde, nefes alıp verdikçe genişleyen ve büzülen, kaburgaların sardığı kafesin içinde bulunan süngerimsi, elastik bir organdır. Görevi, kanımızın oksijenlenmesini sağlamaktır.
Solunum sistemi anatomisi
Solunum sistemi, ağız ve burunla başlar, ağzın arkasında yutak ile devam eder, ses tellerini barındıran gırtlakdan sonra, aşağıda ana hava yolu (trakea) ile devam eder. Ana hava yolu, biraz aşağıda iki büyük dala (sol ve sağ ana bronş) ayrılır. Bu hava yolları en sonunda hava kesesi (alveol) kümeleriyle sonlanan daha küçük hava yollarına (bronşiyoller) bölünürler.
Her bir akciğer her nefes alışımızda minyatür balonlar gibi şişen 300 milyon hava kesesine sahiptir. Alveollerin kapladığı alan 60 metre kare kadardır. Ancak bu kadar geniş bir yüzeyde yapılan gaz alışverişi ile yaşam mümkün olmaktadır.
Oksijenden fakir kan, alveollere akciğer atardamarları (pulmoner arter) ile gelir*. Alveollerde oksijenlendikten sonra akciğer toplardamarları ile kalbin sol karıncığına girer ve oradan sol karıncık ile aort damarı vasıtasıyla tüm vücuda dağılır (ayrıca bakınız kan dolaşımı).
Akciğerlerimiz yaklaşık olarak 4 litre havayı tutmasına rağmen genel olarak her bir nefes almayla bunun sadece bir kısmını içimize çekeriz.
Burada akciğerlerimizdeki hava yollarını görüyoruz. Hava yolu ağız ve burun ile başlar, gırtlak, trakea, bronşlar (ana bronş ve ve onun dalları), bronşiyol (çok daha küçük bronşlar) ile devam eder en uçta ise alveoller (hava keseleri) bulunur (resimde üzüm salkımı şeklinde görülen yapıyı oluşturan taneler). Gaz alışverişi (oksijen ve karbondioksit) işte bu alveollerde yapılır. Bu hava keselerinin etrafını kılcal bir damar ağı (kapiller ağ) çepeçevre sarar. Bu kılcal damarlardaki karbondioksit, alveol denilen hava keselerine verilirken, yaşam için gerekli olan oksijen de hava kesesinden kılcal damarlara ve buradan da dolaşıma geçer. Bu sayede vücudumuzun devamlı gereksinimi olan oksijen sağlanırken atık bir madde olan karbondioksit de atılmış olur.
Kan nasıl oksijenleniyor?
Burada üzüm salkımı şeklinde akciğer hava keselerini (alveoller) görüyoruz. Alveollerin etrafı gaz alışverişi için kılcal damarlarla (kapiller) sarılmış durumdadır. Kapillerler çapı bir kırmızı kan hücresinin (alyuvar) ancak tek sıra geçişine imkan tanıyacak kadardır (bir alyuvar yuvarlak disk şeklindedir ve çapı 7.5 mikrondur. 1 mikron, milimetrenin binde biridir!).
Oksijen alışverişini kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar=eritrosit) yapar. Alyuvarlar dokulardan aldığı karbondioksiti alveoller içine bırakırken alveolden de oksijeni içine alır (Dokularda ise bunu tam tersi olur yani alyuvarlar oksijeni dokulara verir ve dokulardaki atık madde olan karbondioksiti alır).
Disk şeklinde ve orta kısımları basık olan alyuvarlar (eritrositler veya kırmızı kan hücreleri)
*Aslında oksijenden zengin kanı taşıyan damarlar, atardamarlar (arterler), oksijenden fakir kanı taşıyanlar ise toplardamar (venler)’lardır. Ama akciğer dolaşımında bunun tam tersidir.
Akciğer ödemi Nedir? Belirti ve bulguları nelerdir? »