Konu Başlıkları:
Doğumsal (konjenital) kalp hastalıklarındandır. Normalde anne karnında açık olup doğumu takiben kapanması gereken, kalpten çıkan iki büyük atardamar (aort ve pulmoner arter) arasındaki açıklığın (duktus arteriozus) doğumdan sonra kapanmayıp açık (patent) kalmasıdır (aşağıdaki şekil).
Çocuk anne rahminde iken oksijeni anne kanından sağladığı için, kanın oksijenlenmesi için akciğere gitmesine gerek yoktur (bakınız: kan dolaşımı). Bunun için pulmoner artere (akciğer atardamarı) gelen kan, pulmoner arter ile aort arasındaki bu kanaldan (ductus arteriozus) aorta geçer. Doğumdan sonra ise bebek kendi akciğerlerini kullanmak zorunda olduğu için, kanın bebeğin akciğerlerine gitmesi ve bu açıklığın kapanması gereklidir. Normalde bebek doğup da ilk nefesini aldığı an bu açıklık kapanır. Eğer 3 gün içinde kapanmazsa “patent duktus arteriozus (PDA)” tanısı konur. Normalde aorta içinde basınç (ortalama 120 mmHg) pulmoner arter içindeki basınçtan (ortalama 25 mmHg), yüksek olduğu için kan, aorttan pulmoner artere doğru akar. Bu açıklık vasıtasıyla vücuda gitmesi gereken temiz (oksijenden zengin) kanın bir kısmı bu açıklık yolu ile tekrar (gereksiz yere) akciğerlere gider. Bu olay bir yandan akciğer atardamarında basınç yükselmesine (pulmoner hipertansiyon) sebep olurken, diğer yandan artan kan akımı kalbin daha fazla çalışmasına ve daha fazla yorulmasına sebep olmaktadır.
Fakat neyse ki PDA’ların çoğu zamanla kendiliğinden kapanabilmektedir.
Açıklığın küçük olduğu vakalarda tanı genellikle muayene sırasında üfürüm duyulması ile tesadüfen konur. Büyük açıklığı olan bebeklerde hızlı nefes alıp verme, özellikle emerken aşırı terleme, yeterli kilo alamama ve emme sırasında yorulma dikkati çeker.
Tanı, muayene sırasında üfürüm duyulması ile ve kalp yetersizliği bulgularını belirleme ile konur. Bu hastalarda sık sık zatürree, bronşit gibi akciğer hastalıkları da sık görülür. Genellikle çocuk doktora hasta olduğunda götürüldüğünden, böyle ağır hasta ve huzursuz bir bebekte diğer bulgular zor fark edilir. Bundan dolayı, kesin tanı konulması bu nedenle çok gecikebilir.
Erken tanı için,ülkemizde sağlıklı çocukların da doktor kontrolüne götürülmesi alışkanlığının kazanılması şarttır.
Kesin tanı çocuk kardiyoloji uzmanınca yapılan muayene ve ekokardiyografi ile konur.
Kendiliğinden kapanmayan durumlarda, tedavide birinci seçenek ameliyata gerek kalmadan, açıklığın kasık bölgesinden girilerek (perkutan) coil (spiral tel) veya şemsiye ile kapatılmasıdır.
Açıklığın çok geniş olduğu hastalarda, ameliyatla açık kalan damar bağlanarak kan geçişi engellenir.
Sünnet, diş çekimi, diş dolgusu gibi cerrahi girişimler öncesinde endokardite (kalbin iç tabakasının iltihabı) karşı koruyucu antibiyotik tedavisi yapılmalıdır. Yüksek irtifa (dağcılık gibi) ve scuba dalgıçlığı problemlere neden olabilir, bunlar için mutlaka hastanın doktoruna danışması gereklidir.
Hastaların belli aralıklarla doktor kontrolünde olması gerekir.