Tromboflebit

Konu Başlıkları:

  1. Toplardamar Hastalıkları: Toplu Bakış
  2. Varisler (Variköz venler)
  3. Kronik venöz yetmezlik
  4. Tromboflebit

Tromboflebit (ven iltihabı, flebit)

Tromboflebit, venin inflamasyonu ve beraberinde içinde pıhtı oluşmasıdır (Aslında burada, inflamasyonu, iltihaplanmadan ayırt etmek gerekli. İnflamasyon, dokularımızın tahrişe, yaralanmaya veya infeksiyona karşı verdiği yanıttır. Bu yanıt sonucu, dokuda bir takım kimyasallar açığa çıkar ve şişlik, kaşıntı, ağrı , kızarıklık oluşur. Örneğin böcek sokması böyle bir reaksiyona yol açar, burada aslında mikrobik bir iltihaplanma yoktur. Kısaca inflamasyon mikrobik olabilir de olmayabilir de).

Tromboflebit çeşitleri

  1. Yüzeyel ven trombozu (YVT)
  2. Derin ven trombozu (DVT).

YVT, deri yüzeyine yakın olarak yerleşmiş venler içerisinde tıkayıcı bir kan pıhtısının oluşmasıdır. YVT genellikle ağrılıdır, fakat bu pıhtılar nadiren koparak kan akımı yoluyla hareket ettikleri için ciddi bir tehlike teşkil etmez. Bunu yanı sıra YVT, bacakta başka bir yerindeki DVT varlığı konusunda bir işaret olabilir.

DVT, genellikle alt bacakta, bazende alt karın veya kasık bölgesinde, kaslar içerisinde gömülü derindeki venlerin içerisinde tıkayıcı bir kan pıhtısının oluşmasıdır. DVT çok fazla şikayete neden olmamakla birlikte yaygın olarak vene kalıcı bir hasar verir. Ayrıca DVT’de kan pıhtısının tamamının veya bir parçasının koparak kan dolaşımına karışarak organlara gitme riski (emboli veya embolizm) yüksektir (%50 civarında). Dolaşıma katılan pıhtının akciğerlere gitmesine pulmoner emboli denir ki sonuçları ölümcül olabilir. Nadir olarak, pıhtı eğer kalbe ulaşır ve kalbin sağ tarafı ile sol tarafı arasında bir delik (atriyal septal defekt veya ventriküler septal defekt) varsa embolizm bu durumda aort yoluyla vücuda dağılabilir ve beyne giderek inmeye yol açabilir. Bir çok vakada embolizm DVT’nin ilk bulgusudur.

Ven içinde pıhtı oluşumu kan akımını engellediği gibi pıhtının zamanla büzülmesi, kapaklarda da fonksiyon kaybı oluşturarak kapak yetmezliğine, dolayısıyla da venöz yetmezliğe neden olabilir.

Ven içinde pıhtı oluşumu kan akımını engellediği gibi pıhtının zamanla büzülmesi, kapaklarda da fonksiyon kaybı oluşturarak kapak yetmezliğine, dolayısıyla da venöz yetmezliğe neden olabilir.

Tromboflebitin nedenleri ve risk faktörleri

YVT veya DVT tanısı alan insanların çoğunluğunda kan pıhtısı oluşumu için en az bir risk faktörü vardır. Bir çok vakada, iki veya daha fazla risk faktörü vardır. Bu risk faktörleri arasında şunlar sayılabilir:

  • Cerrahi müdahaleler (özellikle ortopedik, büyük damar müdahaleleri veya nöroşirürjik)
  • Travma, yaralanmalar
  • Gebelik
  • İleri yaş
  • Oral kontraseptif (doğum kontrol hapları) ve hormon replasman tedavisi (HRT)
  • Yeni geçirilmiş inme
  • Kan damarının enfeksiyonu
  • Kanama bozuklukları (hemofili)
  • İnflamatuar (iltihaplı) barsak hastalığı
  • Bazı tür kanserler
  • Uzamış hareketsizlik (örn. uzun yatak istirahatleri, bilgisayar başında uzun saatler geçirme)
  • İrritasyona (tahriş) yol açan damar yolları
  • Konjenital (doğumsal) aşırı pıhtılaşma sendromları
  • Sigara içme
  • Obezite (beden kitle indeksi 30 ve daha fazla)
  • Tip 2 diyabet (şeker hastalığı)
  • Kalp yetmezliği
  • Varis bulunması
  • Daha önceden tromboflebit geçirme
  • Santral venöz kateter kullanımı (çoğunlukla hastanelerde, beslenme, basınçları izleme veya ilaç verilmesi için takılır)
  • Ekonomi sınıf sendromu: Uzun süreli (özellikle kıtalar arası uçuşlar) uçak yolculuğu boyunca aralıkları dar olan koltuklarda hareketsiz oturmaktan kaynaklanan tromboflebittir. Bundan dolayı yolcuların mümkün olduğunca koridor içerisinde ileri geri giderek arada dolaşmaları, hareket etmeleri ve otururken bacakları geren bazı hareketleri yapmaları tavsiye edilir. Ayakkabıların gevşetilmesi veya çıkarılması da önerilir. Uzun otomobil yolculuklarında planlanmış molalar da yararlıdır. Son olarak, kanın pıhtılaşmasına neden olan genetik bir etken de vardır. Bu kalıtsal durumlar normalde pıhtıların çözülmesine yardımcı olan belli kan bileşenlerindeki eksikleri, vücudun pıhtı çözücü sistemini aktive etme konusunda yetersiz olan eksik pıhtılaşma faktörlerini ve vitamin eksiklikleri (örn. vitamin B12 veya folik asit) nedeniyle olan bozuk enzimleri içermektedir. Kalıtsal tromboflebit genellikle 50 yaşın altında olan insanlarda ve sıklıkla tekrarlayıcı vasıfta görülür.

Tromboflebitin belirtileri

Tromboflebitin belirti ve bulguları türüne göre değişir. Bacakların derin kasları içerisinde oluşan derin ven trombozu (DVT), sıklıkla belirti vermez ve sadece embolizm geliştiğinde problemin farkına varılabilir. Embolizmin nerede oluştuğuna göre değişse de sık görülen pulmoner (akciğer) embolinin belirtileri şunlardır:

  • Hızlı kalp atışı (taşikardi)
  • Nefes darlığı
  • Keskin göğüs ağrısı
  • Kanlı balgamlı öksürük

Oldukça önemli olarak, yukarıdaki belirtiler birdenbire başlar.

Derin ven trombozunun en korkulan komplikasyonu pıhtı embolisidir.

Derin ven trombozunun en korkulan komplikasyonu pıhtı embolisidir.

DVT’li hastaların ancak yarısında, doğrudan DVT ile ilgili belirtiler bulunur:

  • Bacaklarda şişlik ve hassasiyet (etkilenmiş bölgede olabilir de olmayabilir de)
  • Deride renk değişikliği
  • Zonklama veya yanma hissi
  • Hareket sırasında ağrı
  • Ateş
  • Artmış kalp hızı

Buna karşın, yüzeyel ven trombozu (YVT), DVT kadar ciddi sonuçları olmasa da sıklıkla aşağıdaki belirti ve bulgulara sahiptir:

  • Etkilenmiş bölgede şişlik ve hassasiyet
  • Deriden görülebilen ve dokunmaya duyarlı şekilde iltihaplı venler
  • Derinin hemen altında zonklama veya yanma hissi

Tromboflebitin tanısı

Tromboz tanısı tam bir tıbbi hikaye ve fizik muayene ile başlar. Bir takım testler tanıyı doğrulamak için kullanılır. Tanıda ultrason oldukça önemli bilgiler verir. Bu test yüzde 95 doğruluk taşır.

Alternatif olarak, aşağıdakilerden biri de istenebilir:

    • Venogram: Herhangi bir tıkanıklığın yanı sıra, venin şekil, büyüklük ve içeriği hakkında bilgi sahibi olmak için yapılabilir.
    • Pletismogram: Herhangi bir blokajı tespit etmek veya değerlendirmek üzere, kol veya bacak venlerindeki kan akımını ölçmeye yarayan invazif (kanlı) olmayan bir testtir.
    • Magnetik rezonans görüntüleme (MRG): Yüksek çözünürlükte kesitsel veya üç boyutlu görüntüler elde etmek üzere manyetik alanlar kullanan invazif olmayan bir testtir.
    • Kan testleri: Bu testler genellikle tromboflebite eşlik eden belli başlı pıhtı çözücü maddelerin varlığını araştırır. Ancak bir kan testi kendi başına tanı koydurmaz.

Tromboflebit tedavisi ve önleme

Kan pıhtıları, vücudun pıhtı çözücü mekanizmalarının devreye girmesiyle normal iyileşme sürecinde çoğunlukla çözülecektir, bu yüzden tedaviler genellikle şikayetleri azaltmaya ve pıhtının bir emboli haline gelmesini önlemeye yöneliktir.

  • Yüzeyel ven trombozu (YVT) tedavisi:

    • Sıcak uygulama: Etkilenen bölgenin bandajlanması ve yüksekte tutulması (şişliği azaltmaya yönelik)
    • Steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar (çoğunlukla romatizmal hastalıklarda kullanılan ağrı kesici ilaçlar).
    • Kompresyon çorapları (varis çorapları)

Diz altı varis çorabı. Varis çorapları 20-50 mm Hg arasında değişen değişik basınçlara (sıkılığa) sahiptir. Ven hastalığının evresine göre uygun basınçta olan çorap önerilir. Ayrıca hasta venlerin bulunduklara yerlere göre diz altı, diz üstü, külotlu gibi değişik çeşitleri vardır. Ayrıca her insanın diz mesafesi ve baldır çapı farklı olabileceğinden çorapların mutlaka kişiye uygun olarak verilmesi gerekir.

Diz altı varis çorabı. Varis çorapları 20-50 mm Hg arasında değişen değişik basınçlara (sıkılığa) sahiptir. Ven hastalığının evresine göre uygun basınçta olan çorap önerilir. Ayrıca hasta venlerin bulunduklara yerlere göre diz altı, diz üstü, külotlu gibi değişik çeşitleri vardır. Ayrıca her insanın diz mesafesi ve baldır çapı farklı olabileceğinden çorapların mutlaka kişiye uygun olarak verilmesi gerekir.
  • Derin ven trombozu (DVT) tedavisi:

DVT, genellikle bir takım tıbbi ve girişimsel opsiyonları da içerebilen daha invazif tedaviler gerektirir. DVT’de sıklıkla şikayet olmamasına rağmen, kan pıhtısının koparak bir pulmoner emboliye yol açma riski vardır. Bunu önlemeye yönelik olarak çeşitli ilaçlar kullanılır:

    • Antikoagülanlar: Yeni kan pıhtılarının oluşmasını önleyen ilaçlardır. Genellikle bir antikoagülan intravenöz olarak uygulanır (heparin) ve takiben ağızdan alınan ilaç ile (coumadin veya yeni kan sulandırıcı ilaçlar) tedaviye devam edilir. Coumadin, çoğunlukla 3-6 ay kadar, fakat doktorun isteği ile bazen daha da uzun süre kullanılır.
    • Pıhtı eriticiler (trombolitik ilaçlar): Antikoagülanlar pıhtılaşmayı engellese de, pıhtı eriticiler gerçekten bir kan pıhtısını çözerler. Bu ilaçlar intravenöz (toplardamar içi) yoldan yapılır (iv).
    • Steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar: Ağrı ve iltihabı gidermek amacıyla verilebilir.
    • Antibiyotikler: Eğer varsa bir mikrobik bir enfeksiyonu tedavi etmek için verilebilir.
    • Varis çorabı: DVT sonrası, venler çoğunlukla tamamen eski durumuna gelemez; içindeki pıhtı kalıntılarından dolayı kanı yeterinde geri döndüremez ve kapak yapısı da bozulduğu için kan geriye doğru kaçar. Böylece değişen derecelerde o taraftaki bacakta şişlik (ödem) oluşur (kronik venöz yetmezlik). Bundan dolayı ilk günlerden 5-10 günden sonra mutlaka pıhtı oluşan bölgeyi tamamen kaplayan (diz altı, diz üstü veya tüm bacak) varis çorabı önerilir ve durumun önemine göre bazen hayat boyu giymesine devam etmesi istenir.

Uç vakalarda, sık pulmoner emboli ataklarının olduğu ve ilaçlara rağmen önlenemediği durumlarda vena kava inferiora (karın ve bacaklardan gelen kanı kalbe boşaltan en büyük toplardamar) filtre konabilir. Vena kava filtresi, bacaklardan gelen pıhtıları akciğerler gitmeden önce yakalamaya yarayan küçük bir metalik filtredir. Vena kava inferior denen vene yerleştirilir ve kılavuzluk için floroskopi (X ışınları) kullanılır.

Sonuç

Her hastalıkta olduğu gibi en güzeli, hastalığın hiç olmamasıdır. Bunun için yatağa veya tekerlekli sandalyeye bağlı olanlar, özellikle bütün gün boyunca bir sandalyede oturanlar veya uzun yollarda seyahat edenler için bacak hareketleri hayati önem taşır (bakınız: uçak yolculuğu ve kalp hastalığı). Sigara içiminden, bacak bacak üstüne atarak oturmaktan ve bel altına jartiyer, diz üstü sıkı çorap gibi dar giyecekler  kullanmaktan sakınmalıdırlar. Yine aşırı kilodan uzak durmak da çok önemlidir.