Antioksidan ilaç , vitamin vb. almamız gerekir mi?

SIK SORULAN SORULAR

Doğal olarak gıdalarla alınanlar dışında, antioksidanların, vitaminlerin, balık yağının vb. ek olarak alınmasının faydalarından sıklıkla söz ediliyor. Bunların kalp damar hastalıklarından koruyucu etkisi veya kalp damar hastalığına olumlu etkisi var mı?

Bu önemli bir konu, çünkü konuyla ilgili çelişkili ifadeler var. Bu grup, OTC (over the counter: tezgah üstü ilaç, reçetesiz satılan ilaç) tabir edilen ve reçeteye tabi olmayıp her yerde serbest olarak satılan ve kalp damar, hipertansiyon gibi konularda bir çok olumlu etkileri olduğu özellikle medya tarafından dile getirilen ilaçların gerçekten olumlu etkileri var mı?

Bu soruya cevap vermeden önce, doktorların ancak bilimsel olarak ispat edilmiş tedavi yöntemlerini uygulamaları ve önermeleri gerektiğini vurgulamak isterim. Dolayısıyla ancak insanlar üzerinde yapılan araştırmalar ile yararlıkları kanıtlanmış tedavi usulleri ve ilaçlar önerilebilir. Şimdi konuya bu açıdan bakacak olursak sözü geçen ilaçlarla ilgili durum nedir, görelim;

Antioksidanlar ve antioksidan ilaçlar

Gözleme dayalı epidemiyolojik çalışmalar, fazla miktarda antioksidan alımının koroner kalp hastalığı riskini azalttığı şeklindedir. Bu nedenle antioksidanlardan zengin sebze, meyve, tüm tahıl ürünleri diyette arttırılmalıdır. A vitamininin ana maddesi olan beta-karoten havuçta ve yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunur.

Doğal gıdaların dışında, ilave olarak beta-karoten alınmasının bir yararı olmadığı hatta zararlı etkileri olabileceği gösterildiğinden, bu vitaminin doğal kaynaklardan alınması yeterlidir (1).

B vitaminleri ve homosistein

Folik asit, B6 ve B12 vitaminleri homosistein metabolizmasında rol alırlar ve kan düzeyleri homosistein ile tersine ilişki içindedir. Framingham çalışmasından elde edilen bulgular tahıllara folik asit eklenmesinin toplumun ortalama homosistein düzeyini ve hiperhomosisteinemi sıklığını azalttığını göstermiştir. Çok sayıda kesitsel ve vaka kontrol çalışması ve bazı ileriye dönük çalışmalar plazma homosistein düzeyi ile kardiyovasküler risk arasında pozitif bir ilişki saptarken, bazılarında ise böyle bir ilişki gösterilememiştir.

Folik asit, B6 ve B12 vitaminlerinin plazma homosistein  düzeyini azalttığı gösterilmesine rağmen bu azalmanın kardiyovasküler riski düşürüp düşürmeyeceği henüz belirlenememiştir. Bu konuda yürümekte olan çok sayıda kontrollü çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmaların sonuçları elde edilene kadar Folik asit, B12 ve B6’nın diyetle alımının artırılması uygun olur, ek olarak alınması önerilmez. Bu nedenle diyet folik asit, vitamin B6 ve vitamin B12 kaynağı olarak yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, bulgur, meyve, balık ve süt ürünlerini yeterli miktarda içermelidir.

C vitamini

C vitamini ile ilgili bilgiler kesinlik kazanmış değildir. İlave C vitamini desteği önermek için elde yeterli bilgiler yoktur. C vitamini de doğal besinlerden alınmalıdır. Üzüm, turunçgiller, kivi, brokoli, Brüksel lahanası gibi meyve ve sebzeler C vitamininden zengin gıdalardır. Pişirmekle ve beklemekle meyve ve sebzelerdeki C vitamini büyük ölçüde kaybolduğundan, bunları taze tüketmek önemlidir.

E vitamini

Yağda eriyen vitaminlerden olan E vitamini önemli bir antioksidandır. Diyetle alınan E vitamininin en önemli kaynağı meyve ve sebzeler, bitkisel yağlar ve tam tahıldır. Beyaz ekmek yerine tam buğdaydan yapılan esmer ekmek tercih edilmelidir. Diyet, sebze ve meyvelerden zengin olmalıdır. GISSI ve HOPE çalışmaları günde 300 mg ve 400 mg dozunda alınan E vitamininin kardiyovasküler olayları önlemede yararlı bir etkisi olmadığını ortaya koymuştur. Bu nedenle koroner hastalarında veya koroner kalp hastalığı için yüksek riskli grupta ilave E vitamini önerilmemektedir (2).

Balık yağı

Deniz ürünleri omega-3 çoklu doymamış yağ asidleri olan eicasopentanoic asit ve docosahexaenoic asitten zengindir; 4gr’ın üzerindeki günlük dozlarda, özellikle trigliserid düzeyi belirgin yüksek olanlarda trigliserid düşürücü etkileri vardır. Trigliserid düşürücü etki, bitki kaynaklı omega-3 yağ asitleri ile görülmez. Balık yağı özellikle diğer tedavilere dirençli ağır hipertrigliseridemisi olan hastalarda kullanılır. Orta derecede trigliserid yüksekliği olanlarda balık yağı LDL kolesterolde (kötü kolesterol) artışa neden olabilir. Diyabetik hastalarda balık yağı kullanımı henüz yeterince araştırılmamıştır.

Balık yağının genel olarak kullanımı önerilmemektedir, uzun süreli kullanımın etkileri bilinmemektedir. Balık yağının ilaç olarak kullanımı ile balık tüketiminin yararlı etkileri karıştırılmamalıdır. Balık tüketiminin koagülasyon profilinde olumlu değişikliklere yol açtığı, antiaritmik etkileri olduğu son yıllarda yapılan çalışmalarda bildirilmektedir.

SONUÇ

Bilimsel olarak değeri ispat edilmemiş ürünlerden uzak duralım. Doğal olandan şaşmayalım, gıdalarımız taze ve doğal olsun.


1 Omenn GS, Goodman GE, Thornquist MD et al: Effects of a combination of beta carotene and vitamin A on lung cancer and cardiovascular disease. N Engl J Med 1996;334:1150
2 Yusuf S, Dagenais G, Pogue J et al: Vitamin E supplementation and cardiovascular events in high risk patients. Heart Outcomes Prevention Evaluation Study Investigators. N Engl J Med 2000;342:154