Aşağıdaki yazımı 2007 yılında siteye koymuştum. Aradan
geçen yıllar, konunun güncelliğini hiç değişmeden koruduğunu gösteriyor. Son
zamanlarda olayın hastaların aleyhine geliştiğini, kalp damar hastalarının
kullandığı ilaçları bıraktığını veya ne olduğu belli olmayan, adına bitkisel
ilaç denilen ot çöpleri kullandığını ve dolayısıyla bu tartışmalardan son derece
olumsuz etkilendiğini bizzat gördüğüm için konuyu tekrar gündeme taşımak
istiyorum.
Dr. Ahmet Alpman
-----------------------------
Aşağıda yazdıklarımı bir soruya cevap olarak yazmıştım.
Ancak konu oldukça güncel, bir takım kişilerin değişik nedenlerle dikkat çekmek
için zaman zaman gündeme getirdiği ve medyanın da sansasyon amaçlı olarak,
dikkatli araştırmadan (veya karşı tezde görüşleri de ayrıntılı sunmadan) üstüne
atladığı bir konu olduğu için burada da yayımlamayı uygun gördüm.
Soru oldukça uzun ama ben oldukça kısaltarak ana hatları ile vereyim:
"Kolesterol yüksekliğinin kalp damar hastalıkları oluşturduğuna dair
bilinenlerin yanlış olduğunu, bunların bir kandırmaca olduğunu, hatta bunda ilaç
firmalarının da katkısının olduğu"
Bu soruya cevap olarak şunları söylemem gerekiyor:
- Tıpta (ve diğer bilim dallarında) devamlı geçerli olan "doğru" diye bir
şey yoktur. Bizlere de bir bilim adamı olarak böyle düşünmemiz öğretilir, çünkü bu sayede bilim
gelişir, doğrular bizler tarafından geliştirilmiştir. Geliştirilirken
toplumsal değerlere, insan sağlığına önem verilmiş ve en önemlisi yapılan
büyük çalışmalar sonucu yararlı görülenler doğru kabul edilmiştir.
- Tıpta (ve çoğu bilim dalında) insanlar bilimsel çalışma sonuçlarına göre
hareket ederler. Bu çalışmalar ne kadar büyük insan popülasyonlarında
yapılmışsa o kadar geçerli ve değerli olur (20-30 kişiden oluşan çalışmalar
olduğu gibi, 40-50 bin kişiden oluşan çalışmalar da vardır).
- Yapılan çalışmaların sonuçlarının aksine bulguları söyleyen çalışmalar her
zaman vardır. Bu durumda; "doğru" damgamızı daha çok denek üstünde yapılan ve
hakkında daha çok deneyimi olan (konumuz ilaç olduğundan) ilaçlar üstüne
vuracağız.
- Her ilaç piyasaya çıkmadan önce hayvan deneylerinden sonra binlerce insan
üstünde araştırılır. Belli bir güvenlik derecesine ulaştıktan sonra ticari
olarak piyasaya çıkarılır. Aslında piyasaya çıktıktan sonra bile araştırma
devam eder. Bütün araştırmalardan sonra piyasaya çıkarılıp hatta yıllarca
kullanılıp çeşitli yan etkilerinden dolayı toplatılan ilaçlar vardır. Halen de
olmaktadır.
- Bir ilacın geliştirilmesi, deneysel çalışmaları, güvenlik araştırmaları ve
piyasaya çıkıncaya kadar geçirdiği safhalar milyonlarca doları
bulabilmektedir. Bazen ilaç istenen sonucu vermemekte (piyasaya çıkmadan) çöpe
atılmakta ve o zamana kadar harcanan milyonlarca dolar da çöpe gitmektedir.
- İlaç çalışmalarına ihtiyaç vardır. Unutmayınız ki bu gün genç olanların
bir çoğunun varlığından bile haberleri olmadığı; çiçek, cüzzam ve veba
hastalıkları yüzünden, -ilaç ve aşıları bulununcaya kadar- 14., 15., 16. ve
17. yüzyıllarda milyonlarca insan ve "uygarlıklar" yok olmuştur.
Antibiyotikler bulunmadan önce basit infeksiyonlar yüzünden milyonlarca insan
hayatını kaybetmiştir.
- Kolesterol insan organizması için gereklidir. İnsan hücresinin yapımında
kullanılır ve onun olmadığı bir yaşam düşünülemez. Ancak kolesterol yüksekliği
ile damar hastalıkları arasındaki ilişki tartışmaya yer bırakmayacak kadar
kesindir.
- Burada kolesterol yüksekliğinin mi hastalığı oluşturduğu yoksa hasta olan
damarlarda kolesterolun mü birikerek yüksek olduğuna dair hipotezler vardır,
hatta ve hatta hasta damar bölgesine kolesterolün iyileştirici etkisinin
olduğu için hasta damar bölgelerinde kolesterolün yüksek bulunduğunu öne
sürenler de vardır. Yani kolesterol zararlı değil aksine yararlıdır
demektedirler.
- En önemli konu; bilim kırılgandır. Yani mutlak doğru yoktur. Herkesin
bildiğini sandığı "global ısınma" diye bir şeyin olmadığını ileri sürüp
bilimsel destekler sunan insan ve kuruluşlar da vardır.
O halde ne yapacağız?
Yapacağımız şey yine bilimsel olarak, bu gün kabul edilmiş doğrulardan
uzaklaşmamak. Tıp bilimi bize bu gün kolesterol düşürücü ilaçların hastalık
seyrini yavaşlattığı (hatta bir miktar gerilettiği) ve hastalığın ortaya
çıkışını önlediği (veya yavaşlattığı) gösteriyor, bunu gösterirken de binlerce
insan üstünde ki çalışma sonuçlarına dayanıyor. Hele kolesterolü yüksek kalp
damar hastalarında kolesterol düşürücü ilaçların yararı çok sayıda araştırmayla
ispatlanmış durumda. Elbette bunun karşısında da
yapılan çalışmalar ve farklı görüşler var. Bir çoğunun sansasyon veya rekabet
amacıyla ortaya çıkarıldığını düşündüğüm bu görüşler karşısında; biz bilime
inanan insanların yapması gereken şey; hakkında en çok araştırma ve çalışma
yapılan en çok deneyimi olan yararlı ilaçlar veya yöntemleri uygulamak. Şu ana
kadar kolesterol düşürücü ilaçlar hala bu gruba giriyor.
Ne zamana kadar?
Daha iyi bir tedavi veya yöntem bulunduğu ve uzun süreli çalışmalarla
güvenilirliği tespit edilinceye kadar.
Dr. Ahmet Alpman
|